Usta Sanatçı Bayramoğlu: “Hacivat ve Karagöz’e saygısızlık yapılıyor”

Sanata olan aşkını çocuklara, büyüklere, sahnelerde, AVM’lerde, okullarda, törenlerde ve özel günlerde sergileyerek gönüllere giren Seçkin Bayramoğlu, Ramazan’ın son günlerinde TV264’te yayınlanan “Muhabir Masası” programının konuğu oldu. Programda verdiği mesajlarla düşündüren Bayramoğlu, Sakaryalıların ve yöneticilerin kendi şehrinin evlatlarına sahip çıkmasını istedi.
Bayramoğlu, “Ben bir kere çok şanslı bir sanatçıyım. Bu şehirde olmak, Sakarya’da yaşamak çok ayrıcalıktır. Biz bu şehre aşığız, bu şehirde olmaktan gurur duyuyoruz. Bazen festivallere, bazen yurt dışına gidiyoruz. Nereye gidersek gidelim, Sakarya’yı ve ülkemizi temsil ediyoruz, geleneksel Türk tiyatrosunun tanıtımını yapıyoruz. Ama son günlerde üzülerek gördüğüm durumlar oluyor. Şehrimize İstanbul’dan ya da başka bir ilden sanatçı geldiği zaman daha çok ilgi görüyor. Biz bu şehrin çocuğu olarak kenarda dur deniliyor. Onlar bizden çok mahir ya da çok usta değiller” dedi.
Son dönemde Hacivat ve Karagöz’ün canlı tiyatrosunu sahneleyenlere tepki gösteren Bayramoğlu, “Karagöz ve Hacivat’ın canlısı diye bir şey var. Ben çok denk geliyorum. Bu, Karagöz sanatına yapılmış büyük bir saygısızlık, yozlaşma örneği oluyor. Bu bir gölge oyunudur, bir gelenektir. Bu gelenek yaşayacaksa öyle yaşamalı. Bu iş böyle yapılmamalı. Mesela ben ameliyata girmek istiyorum, yapabilir miyim? Tabii ki hayır. Ameliyat dememdeki kasıt, bu kültüre ameliyat yapılmamalı. Kültür ve Turizm Bakanlığının somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı olarak bize bu geleneği koruma görevi de verildi. Ayrıca UNİMA Milletlerarası Kukla Federasyonu üyesiyim. O nedenle en büyük mücadelemiz canlı Karagöz’e karşı oluyor. Daha doğrusu kültürümüzü korumak için. Bu işin yozlaştırılmasına izin vermeyeceğiz. Önüne gelen Ramazan ayı geldi diye bir şalvar giyeyim, bir sakal takayım ve sahneye çıkayım demekle bu iş olmuyor. Tüm ilgili yöneticilerimizin de bu durumun farkında olması lazım. Zaten bakanlığa yazdığım raporlarda bunu bildiriyorum. Karagöz ve Hacivat bir gölge oyunudur. Eğer biz bunun yozlaşmasına imkan sunarsak, yok olmaya yüz tutar” ifadelerini kullandı.
Çocuklara bilinç aşılanmalı
Ailelere seslenen Bayramoğlu, “Kültürlerimizin yaşaması için hepimizin bilinçli olması lazım. Günümüz çocuklarına bu bilinç aşılanmalı. Teknoloji var diye çocuklarımıza cep telefonları, tabletler verilmemeli. Yeni yetişen nesile ne verirseniz onu alır. Çocuklarımızı internetteki algılardan uzak, kendi geleneklerimizi, oyunlarımızı ve kültürümüzü iyi aşılamalıyız” dedi.
Çok eski bir hikaye anlatım geleneği olan meddahlığı yaşatmak için de çalıştıklarını ifade eden Bayramoğlu, “Türk meddahlığı da, İstanbul meddahı da o geleneklerin en iyi şekilde yaşatıldığı türlerdir. Biz de geleneği son İstanbul meddahlarını yaşatarak sürdürüyoruz. Bize öğrenciler yetiştirmek için imkanlar sunuldu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Gelişim Merkezi’nde 2014 yılından 2024 yılına kadar sadece pandemide ara verdik, 600’e yakın öğrenci yetiştirdik. Bizim Geleneksel Türk Tiyatrosu atölyesinden geçti bu öğrenciler. En azından Türk tiyatrosu üzerine bilgi sahibi, görgü sahibi oldular, oynadılar, dokundular. Bunların içinde 30 civarında bir sayıyla biz burada Sakarya Büyükşehir Belediyesi Kent Tiyatrosu’nu kurduk. O öğrencilerimle şimdi sahnelere çıkıyoruz, eğitimler düzenliyoruz. Öğrencilerim gözümü kapattıktan sonra bu işi devam ettirecek seviyedeler. Tüm öğrencilerime teşekkür ediyorum; hepsi çok mahir. Türk tiyatrosuna gerçekten aşkla bağlı çocuklar. Onlar da bu sanatı ilerletecek ve ustalarını geçecekler” dedi.
“Hiçbir sanat yok ki, tiyatro kadar seyirciye muhtaç olsun” diyen Bayramoğlu, “Evet, her sanatı yapabilirsin. Yani kendin için müzik yapabilirsin, resim yapabilirsin, dans edebilirsin ama kendin için tiyatro yapamazsın. Seyirci olmazsa olmaz. Beni ve bizi 27 yıldır hiçbir zaman yalnız bırakmayan, koltukları dolduran vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Ben ve öğrencilerim çok şanslıyız. Çok iyi ailelerimiz var ve bize destek oluyorlar. Bizim yükümüz ağır ve o destekler olmazsa ayakta duramayız. Çünkü biz bir aşkın peşinde koşarken belki ailelerimizi biraz ihmal edebiliyor olabiliriz. Ama ne yapıyorsak Türk sanatı için yapıyoruz. Tüm ekip arkadaşlarıma, öğrencilerimin ailelerine, kendi aileme teşekkür ediyorum. Bize destek olan Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanımızdan, ilçe belediye başkanlarımıza; rahmetli Aziz Duran Başkanımızdan Yusuf Alemdar’a ve önceki belediye başkanlarımızla çalıştık, çalışmaya devam ediyoruz. Kültür müdürlüğümüze, devlet erkanına ve tüm kurum ve kuruluşlara; özel kurum ve kuruluşlardaki tüm destekçilerimize, bizi heveslendiren dostlarımıza ve büyüklerimize teşekkür ederiz” ifadelerini kullandı.