Dolar 32,2136
Euro 35,0266
Altın 2.509,99
BİST 10.739,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Sakarya 24°C
Az Bulutlu
Sakarya
24°C
Az Bulutlu
Sal 26°C
Çar 24°C
Per 22°C
Cum 23°C




Bankalar Birliği duyurdu: Dolar kaç liraya kadar yükselecek

Bankalar Birliği duyurdu: Dolar kaç liraya kadar yükselecek




25 Ocak 2024 17:03
98
A+
A-
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Alpaslan Çakar, doların 39-40 TL civarında seyredeceğini öngörürken, kredi kartlarına taksit ve limit kontrolü gibi yeni düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekti.
Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, makroekonomi ve bankacılık gündemiyle ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Bu sene için yüzde 40 ile 45 bandında bir enflasyon beklentisi olduğunu dile getiren Çakar, 2025 için yüzde 15’lik beklentinin yakalanma ihtimali bulunduğunu da aktardı.
Çakar, Dolar/TL beklentilerinin ise 39-40 lira aralığında olduğunu söyledi. TL’de reel değerlenme temasını makul bulduğunu aktaran Çakar, “Türkiye’nin seçim sonrasında önünde olağanüstü bir fırsat var.
Seçimsiz geçecek bu 4,5 yılı restorasyon, reform ve yapısal reformların tamamlandığı bir dönem olarak geçirme imkanını kaçırmamak gerek” dedi. Enflasyon konusundaki kararlı duruşun korunacağını düşündüğünü, fiyat istikrarı olmadan finansal istikrarın, bu sağlanmadan da kalıcı bir büyümenin yaratılamayacağını vurgulayan Çakar, “Bu konuda iş dünyasının da kamunun da mutabakatı var. Orta Vadeli Program (OVP) çok önemli bir çıpa ve yeni bir hikayemiz var. Bu hikayeden vazgeçemeyiz. Uygulamalıyız ki, sonuç alabilelim. 2025’i sıçrama yılı yapabilmek için 2024 yılında gerekli restorasyonu yapmak gerek” dedi.
2025’TE BİTER KKM ve DDM toplamının 88-89 milyar dolara gerilediğini vurgulayan Çakar, bu ürünlerin toplam mevduat içindeki payının yüzde 16,8’e gerilediğini aktardı.
Çakar, kur korumalı mevduatın toplam mevduat içindeki payının yüzde 5’lere gerilediğini, Şubat ayında bitebileceğini söyledi.
DDM’nin ise şu an standart olarak yüzde 15-20 TL mevduata geçiş, yüzde 15 civarında ise Döviz mevduata geçişle sürdüğünü hatırlatan Çakar, “2025 yılında DDM’yi de konuşmuyor olacağız. Tedrici olarak azalarak gündemden çıkacaktır” dedi.
CAZİP HALE GELDİ Bireylerin döviz talebinin normal seyrinde olduğunu, geçen yılın sonunda tüzellerin bir miktar yılsonu ödemeleri nedeniyle döviz talep ettiğini aktaran Çakar, “TL artık cazip.
Neden cazip? Çünkü kurun artık gelecek dönemde TL’den daha iyi getiri sağlamayacağına dair bir kanı oluşmaya başladı. Yani enflasyonun üzerinde bir kur artışı beklentisi oluşmuyor” dedi.
YÜZDE 40 BEKLİYORUM Sıkı para politikası ve faiz düzleminde, bu yılın büyük yatırımların senesi olamayacağını vurgulayan Çakar, yılın sonuna doğru biraz daha iyimser bir tablo görülebileceğini aktardı.
“2025’in regülatörlerin devreden çıktığı bir yıl olması lazım. Regülasyon, otorite falan konuşmadığımız bir ortama ihtiyaç var. Ben gelecek senenin banka upco toplantılarının müşteri, iş, proje, bilanço olacağını düşünüyorum” diyen Çakar, şöyle devam etti: 2024 için yüzde 40 civarında bir kredi büyümesi bekliyorum. Bu yılın sonunda değişken faizli, gelecek yılın başından itibaren ise normal akışında bir kredi piyasası oluşmasını bekliyorum.
Bankaların elinde TL likiditesi bol. Bu açıdan bir sıkıntımız yok. Ancak elbette maliyeti yüksek. Türkiye’nin büyümesi her zaman bankalar aracılığıyla olmuştur. İşletme sermayesi ihtiyacı olacağını, bunlardan kaynaklanan bir takipte alacak artışı beklenebileceğini de biliyoruz. Ancak bu artış asla bankaların aktif kalitesini zedeleyecek büyüklükte olmayacak.
OCAK’TA BİTEBİLİR Çakar para politikası patikasına yönelik de değerlendirmelerde bulundu.
Çakar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın faiz artırım sürecini piyasa beklentisi çerçevesinde Ocak ayında tamamlayacağını tahmin ettiğini söyledi.
Çakar, “Ben de herkes gibi düşünüyorum. Piyasa faiz oranlarını çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Mevduat piyasasında TL faizleri yüzde 45-50 bandında. Kredi faizleri de yüzde 45-55 arasında bir bantta gidip geliyor.
Dolar kredileri yüzde 9, euro kredileri yüzde 7,5-8 bandında. Yılsonuna kadar faiz oranlarının daha da artacağı kanaatinde değilim. Merkez Bankası’nın da bu süreci Ocak itibariyle tamamlayacağı kanaatindeyim” diye konuştu.
KÂRLILIK GERİLEYEBİLİR Bankacılık sektöründe yılın ilk yarısında kar marjlarının baskılanacağını öngören Çakar, enflasyona endeksli kağıt getirilerinin azalacağını, vade uyumsuzluğunun da karlılık üzerinde etki yaratacağını aktardı.
Çakar, “Mevduat vadesi 60 gün, kredi vadesi ise 18 ay. Bunlar da karlılığı etkiliyor” dedi.
1 PUAN ARTIRIYOR Enflasyon muhasebesinin bankalara uygulanması konusunda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile görüşüldüğünü, ancak uygulamanın muhasebeleştirilmiş vergi geliri nedeniyle gelecek seneye kaldığını söyleyen Çakar, “Enflasyon muhasebesi uygulandığı taktirde bankaların Sermaye Yeterlilik Oranları 1 puan yukarı çıkıyor” dedi.
ÇOK GÜÇLÜ Bankacılık sektörünün ayırdığı kredi karşılıklarının yüzde 80’lerde olduğunu, Grup 2 kredilerde ortalama yüzde 20’lerde takip oranına karşılık yüzde 32 karşılık ayrıldığını ifade eden Çakar, “Finansal yeniden yapılandırma düzenlemesinin de çıkmasıyla birlikte, bankacılık sektörü açısından çok önemli bir destek sağlanmış oldu” dedi.
Çakar, yapılandırılmış kredi büyüklüğünün 500 milyar TL’lerde olduğunu, önceki uygulama döneminde 394 müşterinin toplam 142 milyar TL kredisinin ise bu kapsamda bulunduğunu söyledi.
TALEBİMİZDE ISRARCIYIZ Alpaslan Çakar, bankaların bilançolarındaki likit varlıklarının 5 trilyon liraya yaklaştığını, zorunlu karşılıklar ve depodan oluşan bu varlığın bilançoların yüzde 15-16’sına kadar ulaştığını da vurguladı.
Çok yüksek faizle toplanan mevduatın faizsiz şekilde Merkez Bankası’nda tutulmasını doğru bulmadıklarını da aktaran Çakar, “Bu konuda ısrarcıyız. Zorunlu karşılıklara bir miktar faiz ödenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak şu ana kadar bu konuda bir yanıt alamadık” diye konuştu.
ZİRVE ELEKTRİĞİN Bankacılık sektöründe takipteki alacakların ortalamasının yüzde 1,65 seviyesinde olduğunu aktaran Çakar, ticari kredilerde en yüksek tahsili gecikmiş alacak (TGA) oranının yüzde 4 ile elektrik, yüzde 3,2 ile inşaat, yüzde 2,6 ile eğitim sektörlerinde olduğunu, onları ise yüzde 2,2 ile AVM’lerin de dahil olduğu emlak sektörünün takip ettiğini aktardı.
BDDK tarafından uygulanan istisnaların önemli bir kısmının geride kaldığını vurgulayan Çakar, “Dünyadaki takipteki alacak uygulaması ile bizim aramızda sadece küçük farklılıklar kaldı. Geçmiş dönemdeki takip istisnalarının çoğu yürürlükten kalktı. Dolayısıyla bankacılık sektörünü etkileyecek bir takip sorunu bulunmuyor” diye de ekledi.
TAHVİL İSTİYOR Bankaların menkul kıymet portföylerinin 4 trilyon lira civarında bulunduğunu belirten Alpaslan Çakar, önceki dönemde uygulanan politika nedeniyle bunun 1 trilyon liralık kısmının yatırım hesabında olduğunu, bankaların bugün geçmiş dönemin aksine enflasyona endeksli değil, uzun vadeli sabit getirili tahvil talebinde bulunduklarını söyledi.
Hazine’nin ise yüzde 15’lerdeki OVP enflasyon hedefi çerçevesinde 5 ve 10 yıl vadeli borçlanmayı bu maliyetlerden tercih etmediğini, daha kısa vadeye yönelmek istediğini hatırlattı. Çakar, yabancı talebinin de Türk bankaları ile aynı paralelde olduğunu aktardı.
CİDDİ KAYNAK GİRİŞİ BEKLİYORUM Dünyadaki fon akımlarının bu sene Türkiye’nin lehine çalışacağı öngörüsünü dile getiren Çakar, Avrupa ve Amerika’dan çok ciddi anlamda kaynak girişi beklediğini söyledi.
TBB Başkanı ayrıca seçim öncesi dönemde 2,1 milyar dolarlık çıkış, seçim sonrası dönemde ise Mayıs-Aralık döneminde 11,5 milyar dolar giriş görüldüğünü hatırlattı.
“Yurt dışı yatırımcılar önce tahvil ve hisse piyasasına girer. Bu talebin de oluşmaya başladığını görüyoruz. Seçim sonrası hisse senedine 2,5 milyar dolar, tahvile ise 2 milyar dolarlık giriş oldu” diyen Çakar, “Sermaye hareketleri anlamında rahat olduğumuzu, daha pozitif bir geleceğin bizi beklediğini söyleyebilirim” şeklinde devam etti.
YURT DIŞI BORÇLANMASI Türk bankacılık sektörünün yurtdışı borçlanmasının 116 milyar dolar olduğunu, bunun 78 milyar dolarının kredi, 19 milyar dolarının para piyasasından alınmış borçlar, 19 milyar dolarının ise menkul kıymet ihracından kaynaklandığını söyleyen Çakar, “Vadeler uzuyor, maliyetler de giderek düşecek. Para bulunabiliyor artık, talep var” dedi.
TAHSİLATIMIZ SÜRÜYOR Futbol kulüpleri ile yapılan kredi yapılandırması anlaşmasının TLREF’e bağlı olması nedeniyle güçlük bekleyip beklemediği yönündeki sorusuna ise Çakar, “Evet, bu anlaşmalra TLREF’e bağlı şekilde.
Bugüne kadar bu kredilerdeki taksitlerimizi aldık. Tüm kredilerimizde hep tahsilatı önceleyen bir yaklaşımımız oldu. Tüm kredilerde tahsilatı sağlayabilecek koşullar neyse, onu yaratmaya çalışırız. Bankacılık sektöründe esneklikler kurallarla bağlıdır. Futbol kulüplerinden de gerekli tahsilatı yapacağız” dedi.

Taraklı Medya Editörü
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.