KREDİ KARTI BORÇLARINDA İCRA TAKİBİ

Her geçen gün hayat pahalılığı karşısında vatandaşlar bankalara borçlanmak durumunda kalıyor ve bu borçlanmalar icra takibini ve haciz işlemlerini beraberinde getiriyor.
Kredi Kartı Borcu Sebebiyle İcra Takibi Yapılabilir Mi?
Kredi kartı borcunun tamamı veya asgari ödeme tutarı ödenmediği takdirde, kredi kartı borç bakiyesine gecikme faizi işlemeye başlamaktadır. Alacaklı bankanın borcu tahsil edememesi durumunda, öncelikle kartın kullanıma kapanması akabinde ise yasal takip süreci ve haciz işlemlerinin başlatılması durumları ile karşı karşıya kalınabilir.
Yasal Takip Süreci
Alacaklı banka borcunu ödemeyen kredi kartı sahibine yasal takip sürecini başlattığı takdirde, borçlunun borç miktarında bazı değişiklik ve artışlar ortaya çıkacaktır. Şahsınıza ait kredi kartı borcunuza ek olarak avukatlık ücreti ve icra masrafları da eklenecek ve böylece ana borcunuzdan daha yüksek miktarda bir borçtan sorumlu tutulacaksınızdır.
Yasal Takip Süreci Hangi Durumlara Sebep Olur?
Yasal takip süreci başlamış olup borç kapama işlemini gerçekleştirmeme durumunda mevcut bir yerde çalışıp maaş alınıyor ise alınan maaşın ¼’üne yani maaşın %25’ine haciz konabilir.
Yasal takip süreci kesinleştiği takdirde borç sahibinin taşınmazı, araçları ve tüm bankalarda bulunan hesaplarına alacaklı banka tarafından haciz işlemi başlatılabilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bahsettiğimiz haciz işlemlerinin gerçekleştirilebilmesinin borç miktarının az veya çok olması ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Borç miktarının az denebilecek miktarda olması yukarıda bahsedilen haciz işlemlerinin yapılmasına engel değildir.
Çokça sorulan bir diğer soru ise ‘’ Şahsın kredi kartı borçlarından aile bireyleri sorumlu mudur?’’ sorusudur. Maalesef bazı kurumlar tarafından borçlu dışındaki kişilerin kişisel verisi olan telefon, e-posta adresinin tespiti ve ısrarla borçlu olmayanı borçlu gibi muhatap alma yolu tercih edildiği durumlar görülebilmektedir. Bu paralelde telefonla aramaktan da öteye geçilerek, borçlu dışında borçlu olmayan kişilerin adresinde haciz yapılmak istenmesi şeklindeki işlemlere de rastlanabilmektedir.
Günümüzde gelişen teknoloji ile kişisel verilerin elde edilmesi, işlenmesi ve paylaşılması da son derece yaygınlaşmıştır. Kişisel veriler birçok farklı amaç ve ideoloji ile çeşitli kişi veya kuruluşlar tarafından ele geçirilmekte olup; bu durumun yarattığı sorunların ve problemlerin önüne geçebilmek amacıyla yasal bir düzenleme getirilmesi zorunlu hale gelmiştir. Bu kapsamda Türk Ceza Kanunumuzda Madde 136’ da “Verileri Hukuka Aykırı Olarak Verme veya Ele Geçirme” suç olarak düzenlenmiştir. 
Türk Ceza Kanunu Madde 136 uyarınca; Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Hukukumuzda en temel ilkelerden birisi ‘’Borcun şahsiliği ilkesidir’’. Yani bir kişinin borcu tamamıyla kendisiyle ilgilidir. Ailesini etkilemez. Hiç kimse borcunuzdan dolayı anne, baba, eş, çocuk gibi yakınlarınızdan para talebinde bulunamaz.