Uzm. Dr. Perihan Varım genç ölümler için konuştu! “Koronavirüsten sonra daha sık görmeye başladık”

MEDYABAR.COM//15 yıldır Sakarya’da görev yapan, Kalp ve Aritmi Kliniği’nde görev yapan Uzman Kardiyolog Perihan Varım, genç yaşta kalp krizi ve çeşitli kalp rahatsızlıkları ve bunların sebepleri hakkında açıklamalarda bulundu.
Özellikle Koronavirüs aşılarının ardından halk arasında aşıların kalp rahatsızlıklarını beraberinde getirdiği düşüncesinin yanlış olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Varım, böyle bir yargıya varılması için erken olduğunu ifade etti.
Özellikle son zamanlarda Sakarya’da kalp krizi ve çeşitli kalp rahatsızlıkları nedeniyle yaşanan genç ölümler hakkında konuşan Uzm. Dr. Perihan Varım, genç ölümlerin tamamının kalp rahatsızlıklarına bağlamanın doğru olmadığını ifade etti.
Uzm. Dr. Varım, “Genç ölümler toplum için oldukça üzücü. Günümüzde genç ölümleri sıklıkla görmekteyiz. Ancak hepsini kalp hastalıklarına bağlamak mümkün değil. Altında başka sebepler olabilir” ifadelerini kullandı.
“35 yaş altı ve 35 yaş üstü olarak ikiye ayırıyoruz”Uzm. Dr. Perihan Varım, kalp rahatsızlıkları nedeniyle yaşanan ölümlerin 35 yaş altı ve 35 yaş üstü olarak ikiye ayrıldığını söyledi.
Kalp rahatsızlıkları nedeniyle 35 yaş altı yaşanan ölümlerin genellikle doğumsal olduğunu söyleyen Varım, 35 yaş üstünün ise damar tıkanıklığına bağlı olduğunu ifade etti.
Uzm. Dr. Varım, “Kalp rahatsızlıklarını değerlendirdiğimizde 35 yaş altı kalp krizlerinde en çok doğumsal kalp rahatsızlıklarını, doğumsal kalp kapak hastalıklarını ve ritim bozukluklarını görmekteyiz. Biz bunları 35 yaş altı ölümler ve 35 yaş üstü ölümler olarak ikiye ayırıyoruz. 35 yaş üstü ölümlerde ise genellikle damar tıkanıklıkları ön plana çıkıyor. Bu nedenle risk faktörü olan kişileri ani kardiyak riski olanları, sigara kullanımı, yapısal bozukluğu olan kişileri taramakta fayda var” şeklinde konuştu.
“Hastane dışı ölümlerin yalnızca yüzde 10’u kurtarılabiliyor”Ani kardiyak ölümlerde (genç ölümler), şikayetlerin başlamasının ardından yaklaşık bir saat içinde hastanın ölümüyle sonuçlandığını ifade eden Uzm. Dr. Varım, hastane dışında yaşanan bu durumlarda hastaların yalnızca yüzde 10’unun kurtarılabildiğini söyledi.
Uzm. Dr. Varım, kurtarılabilen hastaların ise kalan hayatlarında kalp yetmezliği ve beyin hasarlarıyla karşı karşıya kaldığını dile getirdi.
Uzm. Dr. Perihan Varım, “Hastane dışı ölümlerin sadece yüzde 10’u kurtarılabilmekte. Kurtarılabilenlerinde genellikle kalp yetmezliği, beyin hasarı gibi semptomlarla hayatlarına devam etmekte. Bu hastaları önceden tanımak en önemlisi. Herkesi tarama altına alamayız ancak ailesel kalp hastalığı olanlar, sigara kullanımı olanlar, kolestrol yüksekliği olanlar, sık bayılma şikayeti ve ritim bozukluğu olanları taramaya almakta fayda var. Böylelikle ani kalp ölümlerini engelleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
“Koronavirüsten sonra daha sık görmeye başladık”Uzman Doktor Varım, halk arasında özellikle koronavirüs aşılarının ardından dolaşan söylentilerin herhangi bilimsel bir dayanağı olmadığını söylerken, şu anki verilerle bu konu hakkında kesin bir yargıya varılamayacağını ifade etti.
Uzm. Dr. Varım, “Direkt bir şey söylemem mümkün değil. Gördüğüm kadarıyla genç pıhtı atmalarını daha sık görmeye başladık. Kalp zarı hasarlarını, ritim bozukluklarını ve kalp yetmezliğini daha sık görmeye başladık” şeklinde konuştu.
Uzm. Dr. Varım, “Her yaş için ayrı kalp hastalıkları mevcut. 35 yaşından sonraki kalp hastalıklarında genellikle damar tıkanıklıklarını düşünürken 5 yaş altı çocuklarda doğumsal kalp hastalıklarını düşünüyoruz.
5-35 yaş arasında bayılma ve ritim bozukluklarını daha sık görüyoruz. Dolayısıyla hastanın yaşı ve cinsiyeti kalp hastalıklarının sıklığını belirliyor” dedi.
Kalp hastalıklarından korunmak için…Varım, “Kalp sağlığı için en başta yapmamız gereken dengeli beslenme, düzenli egzersiz, tansiyonumuzun kontrol altında olması, kolestrolümüze dikkat etmek, vücut ölçülerimize dikkat edip obeziteden uzak kalmak, sigara ve alkolden uzak durmak. Zaten bunları başardığımızda kalp kontrolünü sağlamış oluyoruz. 40 yaşından sonra ise mutlaka kardiyolojik muayeneye girmekte fayda var.
Değerlendirmede herhangi bir bir risk yoksa check up programını 2-3 senede bir keze öteleyebiliriz. Ancak riskli olan hastaların her yıl kardiyoloji muayenesine girmesinde fayda var” şeklinde konuştu.