Yollar, köprü ve pazarlar…

Yollarımız, sokaklarımız ve caddelerimizin hali
Şehirlerimiz,
Yaşadığımız ilçe,
Köyümüz,
Mahallemiz,
Hatta evimizin bulunduğu sokak…
Her sabah evden çıkar çıkmaz adımımızı attığımız ikinci evlerimiz aslında…
Caddeler, çarşı – pazar…
Hayatımızın tam ortasındaki meşguliyetlerimiz sebebiyle sık sık bulunduğumuz yapılar…
Bilim diyor ki hepsi istisnasız bilişsel durumumuzu ve psikolojimizi etkiliyor.
Hal böyleyken şehirlerin estetiği bizim sağlığımızın bir parçası aslında.
Sakarya…
Ülkemizin en jeopolitik konumunda,
En verimli toprakların üzerinde,
Doğasıyla en güzel şehirlerden biri,
Gölü, ovası, dağı, denizi…
Gelgelelim şehir merkezi, ilçelerin merkezleri, çoğu mahallenin caddeleri, köylerin meydanları…
Neredeyse tamamı estetikten yoksun.
Şehir planlaması yok.
Yapılaşma, deprem sonrası kurulan ve gelişen yeni yerleşim alanları hariç tam bir fiyasko.
Çevre kirliliği ve sanayileşme kontrolsüz ve habire artıyor.
Sürekli devam eden asfalt, alt yapı ve çevre düzenleme çalışmaları bitmek bilmediği gibi huzur bozuyor, yaşam konforumuzu sıfırlıyor.
Halk yıllardır kullanışlı yollara, özellikle de sokak aralarında ve mahalle yapılan ama aslında hala köy olan yerlerde düzgün zeminde yürümeye bile hasret.
Her seçimin kadrolu vaadi: Justinianus Köprüsü
Bizans İmparatoru Justinianus yaptığı bir köprünün yüzyıllar sonra bile politika malzemesi olduğunu bilseydi çok şaşırırdı.
Her seçimde olduğu gibi bu seçimlerde de, büyükşehir belediye başkan adayları, Justinianus Köprüsü ve vadisini şehrin yaşam alanına kazandıracaklarını ve gerçek bir turizm noktası haline getireceklerini söyledi.
Sakarya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, bu görkemli yapının 2018 yılında UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi’ne, Kültürel Miras kategorisinde girmesinin ardından restorasyon çalışması başlattı.
Geçtiğimiz yıl, benimde katıldığım bir sağlık turizmi çalışması kapsamında restorasyonu devam eden köprüye misafir olduk.
Hassasiyetle yapılan restorasyon çalışmalarını yerinde gözlemledim ve bu muhteşem köprüye bir kez daha hayran kaldım.
Justinianus Köprüsü şu anda kapalı olup, restorasyon projesi devam etmektedir.
En kısa zamanda açılması ve şehrin turizmine katkı sağlaması bekleniyor.
Gelelim her seçimde vaad olan o konulara…
Denildi ki, köprünün vadisi yaşam alanı yapılacak.
Görseller boy boy yayınlandı.
3D yapay zeka çizimlerinde gördük ki, güzel tasarlanmış park, bahçe ve kafeterya benzeri yapılar inşaa edilecek.
Köprünün tarihi dokusu ve vadinin doğası kirletilip bozulmadığı sürece harika bir hizmet olur.
Hatta Efes Antik kentine yapıldığı gibi ‘gece müzeciği uygulaması’ projesi de eklenip, aydınlatma ve ışık oyunlarıyla halkın hizmetine sunulabilir.
Burada en hassas konu –proje vaad olarak kalmaz ve hayata geçerse eğer- kafeterya ve diğer işletmelerin belediye iştiraki olmasıdır.
Özel işletmeler işin içine girer hele de tarihi yapı ve doğal alanı zarar görürse bu hizmet değil hezimet olur.
Pazarlarımız
Hemen her semtte kurulan pazarlar vatandaşın en fazla alış veriş yaptığı yerlerdir.
Gerek kültürel alışkanlıklarımız gerekse daha taze ve daha ucuz olduğuna inandığımız ürünleri almak istememiz bizleri buralara iter.
Ama…
Maalesef başta Kapalı Pazar yeri ve Ozanlar Perşembe Pazarı’nın üstü kapalı alanında her cumartesi kurulan ‘bit pazarı’ tam bir facia.
Her ikisinin de düzensiz, konforsuz hali ve hijyen eksikliği bir an evvel belediyenin el atması gereken bir konu olmalı bence.
Kontroller ve denetlemeler daha sık yapılmalı.
Pazarlara gelip giden kalabalığı düşündüğümüzde bu hijyen eksikliği halk sağlığını ilgilendirmekte ayrıca bulaşıcı hastalık ve virüslere davetiye çıkarmaktadır.