Adapazarı HEM’de adeta sıfırdan çeyiz diziyorlar: “Maddiyat azalıyor, maneviyat artıyor”

MEDYABAR.COM // DİLA KUVAT VE EMİRHAN AĞSAKALLI’NIN PROGRAMI…Halk eğitim merkezleri her şehirde olduğu gibi Sakarya’da da bir çok kursiyere imkanlar sunuyor. Adapazarı Halk Eğitim Merkezi bünyesinde ise birbirinden farklı kurs içerikleriyle kursiyerler hem verimli vakit geçiriyor, hem meslek sahibi oluyor.
Çok fazla talep gören kurslardan ‘Mefruşat’ kursu ise, bir çok kursiyerin katılmak için can attığı kurslar arasında yer alıyor. 40 yıl öncesindeki çeyizlerini bile getiren kursiyerler, modası geçmiş bir çok parçayı kendi el emekleriyle modern hale getiriyor.
Adapazarı HEM’de dekoratif el sanatları kursu usta öğreticisi olarak görev yapan Canan Yıldırım, 13 yıl önce kendisinin de yolunun bir halk eğitim merkezinden geçtiğini belirterek, “O günden bu güne kadar da bu mesleğe gönül verdim” ifadelerini kullandı.
2 yıldır Adapazarı HEM’de görav yaptığını söyleyen Yıldırım, “İlk usta öğreticiliğe bu kursta başladım. Daha önceki çalışmalarım, evde bireysel devam ediyordu fakat sonrasında yolum buraya düşünce usta öğretici olarak devam ettim” dedi.
Mefruşat sanatının kendi hayatındaki yerine değinen Yıldırım, işini aşlka yaptığını vurgulayarak konuşmalarına şu sözlerle devam etti:
Mefruşat artık evimizin her alanında kullanılabiliyor. Evimizdeki perdemiz, masamızdaki örtümüz, dolabımız, yastığımız, kırlentimiz, her şeyimiz mefruşat. O yüzden hayatımın tam olarak içinde olan bir bölüm. Diğer bölümlerle de birleştirdiğimiz zaman çok güzel işlerimiz çıkıyor.
2008 yılında halk eğitim merkezleriyle tanıştığını dile getiren kursiyer Nuray Bıyık, hocalarının tavsiyesiyle usta öğreticilik belgesi almak için kurslara katıldığını belirterek, “Şu an ustalık belgemi aldım, inşallah sıra usta öğreticilik belgesinde” ifadelerini kullandı.
Bıyık, kendi çapında bir şeyler yapmaya çalıştığını söyleyerek şunları ekledi:
Bilmediklerimi hocalarımızdan öğrenmeye çalışıyorum. Belgemi alarak ben de hocalık yapmak istiyorum. Kendim de evde birtakım işler yapıyorum dışarıya. Üretmeyi seviyorum. Yaptığım işlerin beğenilmesi beni mutlu ediyor.
10 yıldır öğretmenlik yaptığını vurgulayan anaokulu öğretmeni Nilgün Hanım, şu anda çalışmadığını söyleyerek evde durmaktan hoşlanmadığını belirtti. Nilgün Hanım, zamanı dolu geçirmeyi sevdiğini söyleyerek, yaptığı çalışmaların kendisi için manevi değer taşıdığını anlattı. Nilgün Hanım annesinden kendine hatıra kalan ürünleri günümüze uyarlayarak daha modernleştirdiğini ifade etti.
Kursiyerlerden Çiğdem Karaca eski dantelleri değerlendirmek için mefruşat kursuna geldiğini belirterek, “Hocamız sağolsun çok güzel işler çıkartıyor. Biz de kızlarımıza çeyiz yapmaya geldik” ifadelerini kullandı. Karaca, “Çok güzel, çok keyifli vakitler geçiriyoruz burada. Öğreniyoruz, çok hoş işler çıkartıyoruz daha da çıkartacağız inşallah” dedi.
Ev hanımı olduğunu belirten kursiyer Feriha Oktay da mefruşat kursuna kızına çeyiz yapmak için geldiğini ifade etti. Oktay, ortaya çok güzel işler çıkardığını vurgulayarak, şu anda da yapmakta olduğu salon takımını anlattı.
Kursiyer Gönül Aydoğan da ev hanımı olduğunu belirterek, o da çeyiz yapmak için mefruşat kursuna geldiğini söyledi. Aydoğan, şu anda da tel kırma tekniğiyle yapmakta olduğu namaz örtüsünü anlattı.
Eşinin iş durumu sebebiyle 5 yıl Kastamonu’da yaşadığını belirten kursiyer Şükriye Kaya, evde olan işlerini mefruşat kursuna gelerek tamamlamaya çalıştığını ifade etti. Kaya, “Hocamızın gösterdiği şekilde güzel işler çıkarmaya çalışıyoruz” dedi. Kastamonu’da yaşadığı süreçlerde de halk eğitim merkezlerine gittiğini vurgulayan Kaya, orada öğrendiklerini pekiştirdiğini söyledi.
Kurslarda kendisini eğitmeyi sevdiğini dile getiren kursiyer Rezzan Babalıoğlu, “Canan hocamla yollarımız kesişti, iyiki kesişmiş” ifadelerini kullanarak yaptığı çalışmalardan bahsetti.
Emekli olduğunu fakat evde oturmayı sevmediğini belirten kursiyer, “Emekliyim evde oturmuyorum, hocamı buldum, tanıdım. Çok memnunum burada olmaktan. Çok güzel şeyler öğreniyoruz. Şu anda da 45 yıllık yatak örtümü tekrardan yeniliyorum” ifadelerini kullandı.
Liseden sonra bir süre pratik sanat okuluna gittiğini vurgulayan Filiz Tekercioğlu, “Arkadaşlarım kadar çok becerikli değilim ama pandemiden sonra bu kursa gelmeyi istedim. Hocamla da çok şükür yollarımız kesişti. Çok memnunum, bugüne gelmeyi iple çekiyorum” dedi.
2 sene önce Canan Hoca’yla tanıştığını söyleyen Sevda Ergün, “2 yıldır mefruşat kursuna devam ediyorum. Hocamızı çok seviyoruz, pazardan uygun fiyata aldığımız parçaları burada hocamız sayesinde değerlendiriyoruz” dedi.