Taraklı, Bir Ay İçinde İki Efsane Kadın Aşçısını Kaybetti

Taraklı, Bir Ay İçinde İki Efsane Kadın Aşçısını Kaybetti

Yemek kültürü Taraklı’mızın değerli bir hazinesi, ayrıca milli varlığımızın simgelerindendir.

Taraklı’nın yemek kültüründen söz edilecekse ilk olarak son bir ay içinde vefat eden Fatma Altın teyze ve Emine Gürol teyze gelir aklıma.

Her ikisi de Taraklı’nın efsane olmuş kadın aşçılarıydı. Fatma Teyze Ulu Cami Mahallesinden rahmetli Rüştü Altın’ın, Emine teyze ise Yusufbey Mahallesinden rahmetli Mehmet Gürol’un eşiydi.

Taraklı’da birçok kişinin anısında yer alan Fatma Teyze 103 yaşında, Emine Şerife teyze de 88 yaşında son bir ay içinde vefat ettiler. Bu iki güzel insan hatıralarıyla zihnimde yer etmiş ve gönlümde yeri olan insanlardır.

1987 yılıydı. İlimizin 12. valisi Nurettin Turan Taraklı’da görevlisi olduğum Orman İşletme Şefliği bahçesinde beraberindeki kalabalık bir heyetle misafirimiz olmuştu. Aşçımız Fatma teyzeydi. Misafirlerimize yöresel yemekler ikram etmiş ve büyük beğeni almıştık.

1994 yılıydı. Oğlum Faruk Serkan Yılmaz’ın sünnet cemiyetinin aşçısı Emine teyzeydi. Misafirlerimize yöresel yemeklerimizi büyük sofralarda ikram etmiştik. Menü, odun ateşinde pişirilmiş şehriye çorbası, etli nohut, keşkek, pilav, hoşaf ve irmik helvasıydı. Ekmeğimiz de odun fırınlarımızda pişirilmiş ev ekmeğiydi.
Emine teyze büyükşehir yasası gereği 2014 yılında Sakarya Büyükşehir Belediyesinin kuruluşuna kadar Taraklı Merkez ve mahallelerinde ayrıca cenaze yıkama görevini de yerine getiriyordu.

Bu vesileyle eskiden düğünlerde yemeklerin nasıl hazırlandığını ve misafirlere nasıl sunulduğunu kısaca anlatmak isterim.
Kadın aşçımızın ve yardımcısının düğünlerde görevleri bir gün önceden başlıyordu. Yeteri kadar kazan, tava, tencere, sahan, kaşık ve sair malzeme komşulardan temin ediliyordu.

Komşuların yardımıyla akşamdan etler didiliyor, keşkek etleri pişiriliyor, helva ve komposta veya hoşaf harılanıyordu. Düğün günü ise sabahtan çorba ve pilav pişiriliyor, keşkek dövme işi yapılıyordu.

Sabah saat 10.00 da düğün sahibinin evinin avlusunda, bahçesinde veya eve yakın müsait bir mekânda ahşap büyük yer sofraları kuruluyordu.

Öğleye kadar erkekler, öğleden sonra da kadınlar yemeklerini yerlerdi. Kadınlar bir sofraya 15 kişi kadar kaşık istifi otururlardı. Hatta bazı kadınlar çocuklarıyla geldilerse onları da önlerine oturttururlardı. Erkeklerse dizlerinin üzerine oturarak yemeklerini yerlerdi.
Aşçı ve yardımcısı hariç tüm hizmetler, bulaşıkları da yıkamak dahil komşular tarafından imece usulü yerine getirilirdi.

İşte bu iki güzel insan Taraklı’da herkesin sevincinde ve tasasında yanında olan insanlardı.

Taraklı Merkezde son olarak 2008 yılında Ali Avdan’ın torunu, Şafak Avdan’ın oğlu Erk’in sünnet cemiyetinde büyük sofrada geleneksel yemekleri yediğimizi hatırlıyorum.
Tabii ki geleneksel yemeklerimiz zaman zaman yine kadın aşçılarımıza yaptırılıp büyük sofralarda değilse de masalarda misafirlere ikram ediliyor.

Son yıllarda sünnet cemiyetlerinde konvoya katılanlara keşkek ikram ediliyor.

2010 yılından itibaren artık düğün yemekleri yemek şirketleri tarafından yapılıp, tüm hizmetler düğün salonlarında veya düğün evinin yakınına kurulan çadırlarda işletme sahibi tarafından yerine getiriliyor.

Hasılı Fatma ve Emine teyzenin önce meslekleri sonra da kendileri göçtü artık buralardan. Onların o lezzetli yemeklerini hiç unutmayacağım. Cennetin en leziz yemekleri de onların olur inşallah.

Alaattin Yılmaz- Taraklı/ 26.09.2023